1977 Samsun Çarşamba doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Çarşamba'da tamamladım. 1995 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesini kazandım ve 2001 yılında mezun oldum. KBB ihtisasımı Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tamamladım. 2001 ve 2015 yılları arasında Kaman Devlet Hastanesi, Ardahan Devlet Hastanesi ve Ankara'da farklı özel hastanelerde çalıştım. 2015-2016 yıllarında Geleneksel Çin Tıbbı'na ilgi duymaya başladım ve bu yönde araştırma ve okumalara başladım. Geleneksel Çin Tıbbı, çok sayıda tedavi seçeneğini içinde barındıran bir tıp sistemidir. Akupunktur tedavisi, bu seçeneklerin en önemlisi olduğundan ve ülkemizdeki Geleneksel Çin Tıbbı eğitimi de ağırlıklı olarak akupunktur üzerinden verildiğinden, araştırmalarımı daha çok bu yönde yoğunlaştırdım. Akupunkturla ilgili kaynakların birçoğunun İngilizce olması ve benim de İngilizceyi yeterli seviyede bilmiyor olmam önümdeki en büyük engeldi. Akupunktura olan merakım, okuduğumu anlayabilecek kadar İngilizce öğrenmeme vesile oldu. Okudukça akupunkturun standart bir uygulama şeklinin olmadığını, dünyanın farklı bölgelerinde çok farklı ekollerin olduğunu gördüm. Öyle bir yola girmiştim ki bendeki akupunktur merakı ve sevgisi tarif edemeyeceğim bir boyuta ulaşmıştı. Bu ilmi birikimimi, sertifika alıp devam ettirmeye karar verdim. 2017 yılında Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nin açtığı sertifikalı kursa katılıp eğitimimi tamamladım. Tabii ki akupunktur eğitim süreci sonu olan, artık bitti diyebileceğiniz bir ilim dalı değil. En güzel öğrenme şeklinin, öğrendiğini başkalarına da anlatmak olduğuna inanırım. Bu inanç, 2019 yılında ""Sistematik Akupunktur"" ve ""Kulak Akupunkturu"" isimli iki tane kitap yazmama vesile oldu. Pratiğe dökülmeyen teorik bilgi unutulmaya mahkumdur. Bu süreç zarfında bilgi birikimimi pratiğe döküp edindiğim tecrübeler ışığında, herkes tarafınca kolay anlaşılabilecek yeni bir kitap kaleme almayı arzuladım. Hali hazırda özel bir tıp merkezinde mesleğimi icra etmekteyim. Evli ve iki çocuk babasıyım.Op. Dr. Adnan UzunÖNSÖZ
AKUPUNKTURUN TANIMI GÇT'na göre her organın, meridyen adı verilen kendine ait bir enerji kanalı vardır. Bu meridyenlerdeki enerji akışı herhangi bir nedenle sekteye uğradığında, meridyenle ilgili veya organla ilgili semptomlar ortaya çıkabilir. Akciğer meridyeninin seyrine bakarak bu cümleyi biraz açalım. Akciğer meridyeni torakstan başlar, omuz, kol, dirsek ve el bileğinden geçerek baş parmakta sonlanır (Şekil 1). Meridyenin seyri boyunca enerjide bir tıkanıklık olduğunda, omuz ağrısı, dirsek ağrısı, el bileği ağrısı veya parmak ağrısı gibi kas iskelet sistemine ait hastalıklar ortaya çıkabilir. Yahut ağrı ortaya çıkmaz da meridyen seyri boyunca ciltte parestezi veya cilt döküntüleri şeklinde kliniğe yansıyabilir. Hastalık, meridyen seyri ile ilişkili sıkıntılarla kliniğe yansımayıp organla ilişkili semptomlarla da ortaya çıkabilir. Akciğer örneği üzerinden devam edecek olursak hasta öksürük, ses kısıklığı, nefes darlığı gibi organla ilişkili semptomlarla karşımıza gelebilir.